Parfüm ve Parfümeri Tarihi
Parfüm ve parfüm eri tarihi günümüzden 4000 yıl öncesinde Sümerliler tarafından bulunan parfüm hızla dünya geneline yayılmaya başlamıştır. Dünya icatları arasında, mühim bir öneme sahip olan parfüm farklı dönemlerde farklı amaçlar için kullanılmıştır. Aslında milattan önce 2000’li yıllarda Çinliler dini törenlerinde tütsü yakarak ilk parfümü kullanmışlardır. Milattan önce 4000 yılına gelindiğinde, Sümerler artık hoş kokulu bitkilerden damıttıkları yağlardan parfüm yapıyorlardı. Parfüm yapımını ekstraksiyon yöntemiyle geliştirmişlerdi. Aradan geçen süreçte ise Çinlilerin bulduğu ilk parfüm olan tütsü önce Hindistana oradan Mısıra geçti.
Çinliler milattan önce 2000’li yıllarda tütsü kullanırlarken Babil Krallığında bir kadın kimyager olan Tapputi ilk parfüm üreticisi olmuştur. Dünyanın ilk parfüm üreticisi olan Tapputi Mezopotamyadan dünyaya nam salmıştır. İlk parfümevi ise yine aynı yıllarda Kıbrısta bulundu. 4000 metre karelik bir alanı vardı. Kıbrısta tanrılara sunmak için parfüm üretimi yapılırdı. Tapınakta görev yapan tüm din adamlarının kullanabildiği kutsal bir parfümdü İçerisinde tarçın, mür apacı ve şeker kamışı vardı. Mür apacı özellikle öte dünya ile bağlantı sağladığına inanılırdı. Mür apacının ve diğer esanslarla şarabın katıldığı bu parfüm damıtılarak elde edilirdi. Tıpkı Sümerlilerdeki gibi. Çünkü Sümerli bilim adamları parfümü damıtıp ardından ekstraksiyon cihazıyla hazır hale getirirlerdi.
Sümerliler ilk zamanlarda, parfümü güzel kokmak için kullanmadılar. Vücutlarını bu parfümlerle yağlayarak, arındıklarını ve kuvvetlendiklerini düşünüyorlardı. Özellikle parfümün ana maddesi olarak Mürü görüyorlardı.
Parfüm Avrupaya Ne Zaman Gelmiştir?
Abbasiler tarafından öğrenilen parfüm, Abbasiler sayesinde Avrupaya geçmiştir. İlk zamanlar, kutsal olarak sayılan parfüm son zamanlarda sadece güzel kokmak için kullanıldı. Mısır ve Babil kralıklarından sonra Abbasilere geçen parfüm ilerletilmeye başlandı. Abbasi Halifesi Harun Reşit için çalışan kimyacısı El Cabir devrinin en gelişmiş laboratuvarına sahipti. Yazdığı kitaplarla Avrupanın kimyasını düzeltti. Parfümü o kadar geliştiren El Cabir sayesinde parfüm için gereken uçucu yağların üretimleri kolaylaştı. Abbasilerin diğer bir kimyacısı olan El Kindi’nin kitabı ” Kimya Al Itr Watt-Tas Isdat 3″ sayesinde parfüm yapmayı ve kimyayı öğrendiler.
Başlangıç olarak milattan sonra 1200 yıllarında İtalyan rahiplerinin bazıları parfüm yapabilmek için İslam bilim adamlarının bilgilerinden faydalandılar. Abbasiler parfümlerinde genellikle İslami şartlardan dolayı alkol kullanmamışlardır. Bunun üzerine Macaristan kraliçesi kendi ülkesi has bir koku üretimesini istemiştir. 1370 yılında başta olan Macar Kraliçesi Elizabeth ” Macar Suyu” adı verilen ilk kolanyayı ürettirmiştir.
16. Yüzyılda İtalyanlar parfüm üretimini Fransızlara öğrettiler. Parfüm için gerekli olan tüm çiçekler Fransaya ekildi ve Fransa parfüm merkezi haline geldi. Almanyanın bir ili olan Kölnde dünyanın ilk kolonyası ve traş losyonu üretilmiştir. Almanyada üretime başlanan ürünlerin kategorilerine göre türleri vardır. Esans, kolonya, parfüm ve losyon olarak ayrılan ürünler içerdikleri aromatik maddelere göre ayrılırlar. Esans da %20’den fazla aromatik madde vardır.
Eau De Parfume o zamanlar %15’lik aromatik içerik içerirdi. Eau De Toilette aynı dönemde %10 oranında aromatik madde içerirken, %5 Eau De Cologne adı verilen kolonyada bulunurdu. En son kimsenin aklına gelmeyen üretime başlandıktan sonra da yoğun talep gören traş losyonu Almanlar tarafından bulundu. İçeriğinde % 1 oranda aromatik madde bulunan ürün tüm dünya genelinde beğenildi.
Türklerde Parfüm
Türkler Anadoluyu yurt edindiklerinden itibaren İpek ve Tütsü yollarında egemen olmuşlardır. Ardından hangi devleti kurdularsa, parfüm ve kolonya tüketimi her daim olmuştur. Hele de Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde birçok çiçekten parfüm yapılırdı. Özellikle Osmanlıda, bugün Gülhane olarak bilinen yerde gül suyu ve gül yağı üretilirdi. Liderler arasında Fatih Sultan Mehmetin eşinin üzerinde en çok yasemin kokusu duymayı sevdiği rivayet edilir. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürkün en sık kullandığı parfüm Misk-i Amber erkek parfümüydü.
Atatürkün bu kokuyu sevmesi sakin, dingin ve kıvrak zekaya sahip olduğunu gösterir. Çünkü bu parfümün baylar üzerindeki etkisi bunlardır. Osmanlı döneminde gül suyu evlere gelen misafirlere verilirdi. Sunum için ise gülabdan adı verilen altın ya da gümüş sunaklarla sunulurdu. Gülhane boydan boya gül suyu, gül yağı, gül sabunları, gül losyonları satan bir alandı.
Osmanlı halkı Gülhaneye, gül ürünlerinden neye ihtiyaç duyuyorlarsa almaya gelirlerdi. Bu nedenle gül ürünleri Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti için ayrı bir önem arz eder. Bugün Ispartadan dünyaya gül ürünleri satışı yapılmaktadır. Geçmişte Osmanlı padişahlığının halkı için satışını desteklediği gül ürünleri, bugün ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenmeye devam etmektedir.